Hayat, kimsenin tam anlamıyla çözemediği bir bilmece. Bazen en doğru bildiklerin yanlış çıkar, bazen de en yanlış sandıkların seni doğru yola götürür. Planlar yaparız, hayaller kurarız ama hayat her zaman kendi bildiğini okur. Mutluluk bir varış noktası değil, yolun kendisidir. Her şey mükemmel olduğunda değil, eksiklerine rağmen değerli hissettiklerinde gerçekten yaşadığını anlarsın. Zorluklar öğretir, kayıplar güçlendirir, hatalar büyütür. Eninde sonunda geriye dönüp baktığında, yaşadığın anlar ve hissettirdiğin duygular kalır. Öyleyse en azından, gerçekten yaşa.

Los Santos Şehir İdaresi, kağıt üzerinde koca bir metropolü yönetiyor gibi görünse de, sahada işler pek de öyle yürümüyor. Trafik keşmekeş, altyapı yıllardır elden geçmemiş, suç oranı desen zaten herkesin malumu. Yeni projeler ve vaatler havada uçuşuyor ama sonuç genelde tabelada kalıyor. Şehir, hızlı gelişen bir metropol olmaktan çok, plansız büyüyen bir beton yığınına dönüşmüş durumda. Halk hizmet bekliyor. Los Santos gibi bir şehir, daha iyi bir yönetimi hak etmiyor mu? "Bir şehri gerçekten tanımak istiyorsan, orada yöneticilerin değil, halkın yaşamına bak." – Platon

Yorumlarda aldığım eleştiriler üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Amacım kimseyi rahatsız etmek ya da yanlış bir şey söylemek değil. Burada yazdığım yazılar, gözlemlediğim toplumsal sorunları ve Los Santos’taki çarpıklıkları dile getirmek için. Bu yazılar bazen sert olabilir, çünkü toplumda olan yanlışlıkları görmek bazen rahatsız edici olabiliyor. Herkesin farklı görüşleri ve algıları olabilir, bu tamamen normal. Ancak, eleştiriler yapıcı ve doğru bir şekilde yapıldığında çok daha değerli oluyor. Amacım sadece düşünmek, tartışmak ve toplumsal farkındalığı artırmak.

Bugün Los Santos’un arka sokaklarında yürürken kafamı allak bullak eden bir olaya şahit oldum. Dar bir caddede iki adam hararetle tartışıyordu. Biri eski püskü kıyafetleriyle bir sokak satıcısı, diğeri ise pahalı saat takan şık bir adamdı. Zengin olan, adama bağırıyordu: “Bu kaldırımda satış yapamazsın! Şehri mahvediyorsunuz!” Sokak satıcısı sessizce başını eğdi, ama cebinden bir kağıt çıkarıp gösterdi—belediyeden aldığı resmi izin belgesiydi. Birkaç saniye sessizlik oldu. Zengin adam dişlerini sıktı, sinirle döndü ve yürüyüp gitti. Gerçek şu ki, Los Santos’ta bazıları yasaları bile kendi çıkarlarına göre değiştirebileceklerini sanıyor!

Los Santos’ta insanlar inanılmaz derecede bencil. Herkes kendi derdine düşmüş, başkasını umursayan yok. Trafikte kimse yol vermez, markette sıra beklerken biri gelip önüne geçer, sokakta yardıma ihtiyacı olan birini görsen kimse dönüp bakmaz. Zenginler daha da zenginleşirken fakirler unutulmuş gibi. Herkes ya gösteriş peşinde ya da çıkar hesapları yapıyor. Samimiyet yok, vicdan yok. Bu şehirde insanlar değil, sadece maskeler yaşıyor.

Bugün Vespucci Sahilinde yürürken garip bir olay yaşandı. Sahilde küçük bir çocuk elindeki dondurmayı düşürdü ve gözleri dolarak annesine baktı. Tam o sırada birkaç metre ötede bir adam, lüks arabasından inip sinirle telefonuna bağırıyordu. Görünüşe göre borsa yatırımı kötü gitmişti. Çocuk kaybettiği dondurma için, adam ise kaybettiği paralar için üzülüyordu. Biri için küçük, diğeri için büyük bir kayıp ama sonuç aynıydı: İkisi de mutsuzdu. Los Santos’un en büyük çelişkisi belki de buydu—farklı dünyalar içinde, aynı duygular! "Kimisi altın kasesinden zehir içer, kimisi toprak bardaktan şifa bulur."

Los Santos, ışıklı caddeleri ve lüks yaşamıyla parlayan bir şehir gibi görünebilir, ancak arka sokaklarında derin bir eşitsizlik yatıyor. Vinewood’daki ultra zenginler servet içinde yüzerken, Strawberry ve Davis gibi mahallelerde insanlar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. İşsizlik, evsizlik ve suç oranları giderek artıyor. Polis şiddeti ve ayrımcılık, birçok mahallede güvensizlik yaratıyor. Yetkililer yalnızca turistlerin ve zenginlerin gördüğü yerleri güzelleştirmekle meşgulken, alt sınıfın sesi duyulmuyor. Bu şehirde herkes özgür ve eşit olmalı ama gerçek şu ki, Los Santos yalnızca güçlüler için bir cennet! #eşitlik

Los Santos’ta küresel ısınmanın etkileri artık göz ardı edilemez hale geldi. Sahillerde su seviyesi yükselirken, eskiden yemyeşil olan parklar kuraklık yüzünden sararmış durumda. Vinewood Hills’te sıkça görülen orman yangınları, gökyüzünü gri bir perdeyle kaplıyor. Şehirde sıcak hava dalgaları her yıl daha uzun sürüyor, sokaklarda bunaltıcı sıcaklardan kaçan insanlar gölge arıyor. San Andreas Nehri neredeyse tamamen kurumuş, balıkçılar eskisi gibi avlanamıyor. Bu gidişle şehir, ileride yaşanmaz hale gelebilir. Ancak hâlâ bir şeyler yapabiliriz! Su tasarrufu yapın, geri dönüşümü destekleyin ve yenilenebilir enerjiyi tercih edin. Unutmayın, doğa bize değil, biz doğaya muhtacız! 🌍♻ #LosSantosİçinHareketeGeç

Los Santos'ta kuş gözlemciliği yapmanın keyfini ilk kez Vinewood Hills'de yaşadım. Sabahın erken saatlerinde dürbünümü kaptığım gibi yürüyüş yoluna koyuldum. Havanın hafif serinliği ve doğanın sesiyle çevriliydim. İlk olarak parlak mavi tüyleriyle Batı mavi kuşunu gördüm. Ardından bir Kızıl kuyruklu şahin gökyüzünde süzüldü, avını arıyordu. En büyük sürpriz ise nadiren görülen bir Anna sinek kuşunun çalılıkların arasında belirmesiydi. Şehrin kalabalığından uzakta, doğayla iç içe olmanın huzurunu hissettim. Los Santos’un betondan ibaret olmadığını görmek harikaydı! #kuşgözlemciliği #doğaylaiçiçe

Dünyada üç şey saklanamaz: aşk, duman ve parasızlık! #gününsözü