Sayın Bogan, yaptığınız açıklamayı dikkatle dinledik. Ancak gerçekleri konuşmak gerekirse, “birkaç ergen” diyerek küçümsediğiniz kişiler, çok sevdikleri insanları daha toprağa bile veremeyecek kadar büyük bir acının içindeler. Bu acıyı yaşarken ne siz oradaydınız, ne de acılarını paylaşmak için bir çaba gösterdiniz. Söze gelince herkes halkın yanında, herkes halkla birlikte. Ancak kameralar karşısında güçlü durmak kolay, asıl mesele halkın acısını paylaşmak ve onların yanında olabilmektir. Bu konuda maalesef sınıfta kaldınız.

Geçmişi düşünmemek gerektiğini söylüyorsunuz. Ancak bir politikacının geçmişten ders çıkarmadan geleceğe adım atmaya çalışması, hem halkın haklarını savunmada hem de doğru kararlar almakta yetersiz kalacağının bir göstergesidir. Siz geçmişe takılı kalmayalım derken, yaşanmış acıları ve halkın travmalarını görmezden geliyorsunuz. Bu yaklaşım, sizin gibi bir politikacının halkı doğru temsil edemeyeceğini apaçık ortaya koymaktadır.

Her ne olursa olsun, her dönemde haksızlıklara karşı ses çıkaran birileri olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Biz bunu yaptığımız için “taşkınlık çıkaran”, “huzuru bozan” ya da “düzene karşı gelenler” olarak nitelendiriliyoruz. Varsın öyle olsun! Biz, adaletsizliklere karşı sesimizi yükseltmekten asla çekinmeyeceğiz. Ancak sizin gibi geçmişte sessiz kalan, halkın haklarını savunmaktan ziyade kendini koruma derdinde olan bir politikacının, şimdi bize ahkâm kesme hakkı yoktur.

Eğer geçmişte sesinizi çıkarsaydınız, bugün bu kadar büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmayacaktık. Kameralar önünde konuşmak yerine, bu sorunların çözümü için gerçek adımlar atsaydınız, halkın acısını daha iyi anlayan bir lider olabilirdiniz. Ancak bu eskici ve duyarsız politik tavır, sadece halkın gözündeki güveninizi daha da zayıflatmaktadır.

Bir politikacı olarak her zaman ileriye bakmanız, geleceği inşa etmeniz gerekir. Ancak geçmişi yok sayarak, halkın yaşadığı acıları küçümseyerek bunu başarmanız mümkün değildir. Biz burada haksızlıklar karşısında susmuyoruz, bu yüzden de taşkınlıkla suçlanmayı göze alıyoruz. Peki ya siz, geçmişte suskun kalmanın yükünü göze alabildiniz mi?

Sonuç olarak, bu eskici zihniyetle halkın temsilcisi olmak yerine, gerçekleri konuşan ve halkın sesi olan bir tavır benimsemenizi öneririz. Eğer bunu yapamıyorsanız, halkın karşısında değil, kenarında durmanız gerektiği açıktır.
Sayın Bogan, yaptığınız açıklamayı dikkatle dinledik. Ancak gerçekleri konuşmak gerekirse, “birkaç ergen” diyerek küçümsediğiniz kişiler, çok sevdikleri insanları daha toprağa bile veremeyecek kadar büyük bir acının içindeler. Bu acıyı yaşarken ne siz oradaydınız, ne de acılarını paylaşmak için bir çaba gösterdiniz. Söze gelince herkes halkın yanında, herkes halkla birlikte. Ancak kameralar karşısında güçlü durmak kolay, asıl mesele halkın acısını paylaşmak ve onların yanında olabilmektir. Bu konuda maalesef sınıfta kaldınız. Geçmişi düşünmemek gerektiğini söylüyorsunuz. Ancak bir politikacının geçmişten ders çıkarmadan geleceğe adım atmaya çalışması, hem halkın haklarını savunmada hem de doğru kararlar almakta yetersiz kalacağının bir göstergesidir. Siz geçmişe takılı kalmayalım derken, yaşanmış acıları ve halkın travmalarını görmezden geliyorsunuz. Bu yaklaşım, sizin gibi bir politikacının halkı doğru temsil edemeyeceğini apaçık ortaya koymaktadır. Her ne olursa olsun, her dönemde haksızlıklara karşı ses çıkaran birileri olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Biz bunu yaptığımız için “taşkınlık çıkaran”, “huzuru bozan” ya da “düzene karşı gelenler” olarak nitelendiriliyoruz. Varsın öyle olsun! Biz, adaletsizliklere karşı sesimizi yükseltmekten asla çekinmeyeceğiz. Ancak sizin gibi geçmişte sessiz kalan, halkın haklarını savunmaktan ziyade kendini koruma derdinde olan bir politikacının, şimdi bize ahkâm kesme hakkı yoktur. Eğer geçmişte sesinizi çıkarsaydınız, bugün bu kadar büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmayacaktık. Kameralar önünde konuşmak yerine, bu sorunların çözümü için gerçek adımlar atsaydınız, halkın acısını daha iyi anlayan bir lider olabilirdiniz. Ancak bu eskici ve duyarsız politik tavır, sadece halkın gözündeki güveninizi daha da zayıflatmaktadır. Bir politikacı olarak her zaman ileriye bakmanız, geleceği inşa etmeniz gerekir. Ancak geçmişi yok sayarak, halkın yaşadığı acıları küçümseyerek bunu başarmanız mümkün değildir. Biz burada haksızlıklar karşısında susmuyoruz, bu yüzden de taşkınlıkla suçlanmayı göze alıyoruz. Peki ya siz, geçmişte suskun kalmanın yükünü göze alabildiniz mi? Sonuç olarak, bu eskici zihniyetle halkın temsilcisi olmak yerine, gerçekleri konuşan ve halkın sesi olan bir tavır benimsemenizi öneririz. Eğer bunu yapamıyorsanız, halkın karşısında değil, kenarında durmanız gerektiği açıktır.
Weazel News Operasyon Direktörü olarak Weazel News tarafına gönderilen mesajlara yanıt vereceğim.

Eylem günü belediye binasının önünde kolluk kuvvetlerinden, hatta bu eyleme katılan insanların yarısından önce biz vardık ve polis departmanına mikrofon uzatmadan önce (ki yayın boyunca hiç mikrofon uzatılmadı, yayına dahil edilmedi.) Topluluk içerisinde bulunan ve eyleme katılan bir kişiye mikrofon tarafımızca uzatıldı, yayına dahil edildi. Sansürsüz bir şekilde kendini ve bu eylem için toplanan topluluğu ifade etme hakkı yine tarafımızca sunuldu.

O gün belediye binası önünden başlayan yürüyüşü Weazel News aracıyla an ve an takip edip halka aktardık. Defalarca aracımıza çarpıldı, bir çok kaza atlattık bunu yaparken. Yürüyüş departman önüne vardığında, Polis departmanı tarafından Austin Cliff ile konuşma yapıldığında da yapılan tüm güvenlik ve can sağlığı uyarılarına kulak asmayıp, hatta ve hatta kuralları çiğneyip konuşulanları yayına aktarmak adına da bizzat ben tarafların yanındaydım.

Polis barikatlarına havai fişekli saldırı yapıldığında kolluk kuvvetleri ve konuşmacılarından da yakındım. Hatta ve hatta çıkan o kargaşada bir kaç yumruk da ben yedim. Yıllardır bu sektörde olan birisi olarak buna alıştığım için ne darp raporu aldım ne de kimseden şikayetçi oldum. Görevimi devam ettirip insanlara olay yerinden bilgi aktarmaya devam ettim. Kurşunlar havada uçuşurken de bunu yaptım, yayını bir dakika olsun boş bırakmadım veya kapatmadım.

Şimdi bünyesinde bulunduğum Weazel News'e "taraflı medya" "güçlünün yanında medya" söylemleri sunuluyor. Düşünce özgürlüğünde hepiniz haklısınız fakat ifade özgürlüğü doğrultusunda önce kendimi, sonrasında yapabildiğim kadarıyla bünyesinde çalıştığım Weazel News'i ifade edeceğim:

3-4 günlük yaşanan bu sürece yayınımıza katılan Yoshihara Nobuhisa bizzat şahittir. Öncelikle kendisinin tarafımıza sunduğu röportaj teklifini kabul etmiş, daha sonrasında bunu iki tarafın da birbirinden cevap alabileceği bir yayın haline getirme kararı aldık. Bu kararlar tamamen "mağdur" taraf sayılabilecek Yoshihara'nın onayından geçerek yapıldı. Yine arka tarafta şahittir ki; günlerdir Polis Departmanı ile irtibat içerisindeyim ve her yerden bir izin çıkartmaya çalışıyoruz bu yayın için. Bugün bu izinler çıktı ve yayın yapma şansımız doğdu. Kusursuz bir yayın sunduğumuzu iddia etmiyorum fakat Weazel News olarak her zaman tarafsızlığı savunduk ve tarafsız olmayı hedef edindik. Bu yayında da ana amacımız buydu, bu doğrultuda ilerleyip iki tarafa da söz hakkı tanıyıp cevap alabilecekleri bir alan sunduk. Yukarıda da belirttiğim üzere; düşünce özgürlüğünde serbestsiniz fakat sert eleştirileriniz öncesi bu yazdıklarımı okuyup idrak etmenizi dilerim.

Saygılarımla.
Bayıldım!
4
1 Comments 0 Shares 421 Views
Sponsored

Sende şimdi Weazel News ekibine başvurabilir, başarı merdivenleri bir bir çıkarak medyada söz sahibi olabilirsin!